Değerli Meslektaşlarımız,
Blumgart ve arkadaşları ilk kez Radyum C ile, kalp yetmezliği olan bir hastada dolaşım zamanını ölçtüklerinde yıl 1927 idi. Nükleer Kardiyak Görüntüleme, başlangıç tarihi olarak kabul edilebilecek bu uygulamadan sonra teknolojideki gelişmelere paralel olarak, sadece kanaat belirten bir teknik olmaktan çıkarak fizyolojik ve patofizyolojik kardiyopulmoner süreçleri değerlendirmede daha kesin, sayısal veriler sağlayabilen nesnel bir modalite haline dönüştü. Rektilineer tarayıcılarla yapılan ilk kardiyak görüntülemeler, 1957’de Anger’in gamma kamerayı icadından sonra daha ivmeli bir gelişme içine girerek yerini, 1970’lerde geliştirilen tek-foton emisyon bilgisayarlı tomografi (SPECT) cihazlarına bıraktı. Günümüzde, daha düşük radyonüklid dozlarıyla, daha hızlı çekim yapabilen ve yüksek rezolüsyonda görüntü sağlayan SPECT; atenüasyon düzeltmesiyle artefaktların giderilmesini sağlayan hybrid SPECT-BT; PET ve PET/BT, cihaz teknolojisindeki bu gelişimin son halkaları görünümündedir.
Nükleer Kardiyolojide bu değişimler olmaktayken, 2000’li yıllardan bu yana Nükleer Tıbbın başka bir alanında gerçekleşen gelişmeler daha çok etki yarattı; Onkolojik PET görüntüleme ile birlikte onkolojide bireyselleştirilmiş tedavi ve teranostik yaklaşımlar. Akademik ilgimiz daha çok PET/BT ile onkolojik çalışmalar ve Peptid Reseptör Görüntüleme ve Tedavilerine yöneldiğinden, konvansiyonel Nükleer Tıbbın en önemli bileşenlerinden olan Nükleer Kardiyak Görüntüleme ile ilgili uygulamaların standardizasyonu ve yeniliklerin adapte edilmesi ihtiyacı da kendini hissettirmekteydi. Biraz da bu amaçla Nükleer Tıp Seminerleri Dergisinin 2018 yılı 2. sayısını Nükleer Kardiyolojiye ayırmayı uygun gördük.
Kocaeli Tıp Fakültesi, Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Demir’in konuk editörlüğünü ve yazarlığını yaptığı bu sayıda, konusunda uzman değerli hocalarımız tarafından, kardiyolojik Nükleer Tıpta en yaygın olarak uygulanan KAH tanı, takip ve tedavi planlamasında myokard perfüzyon ajanlarıyla görüntülemenin yanı sıra; myokard canlılık araştırması, kalp yetmezliği ve aritmiler, ateroskleroz, infektif endokardit, kardiak sarkoidoz ve amiloidozda moleküler görüntüleme ve Nükleer Tıp uygulamalarından sözedildi.
Nükleer kardiyolojide yenilikler başlıklı derlemede, cihaz, yazılım ve radyofarmasötiklerdeki gelişmeler ve gelecekten beklentiler irdelendi. Ayrıca kardiyologların nükleer tıptan beklentilerini içeren yazıda, biz nükleer tıp uzmanlarının tetkik sonuçlarını yorumlarken kardiyologların neler beklediğini bilerek ve raporları buna göre düzenlememizi sağlayacak önemli bilgiler verildi.
Bu bilgilerin ışığında, çekim süre ve kalitesinde iyileşme sağlayan yeni SPECT cihazlarından, F-18 işaretli PET radyofarmasötiklerinin perfüzyon görüntülemede kullanıma girmesine kadar pek çok heyecan verici gelişme ile Nükleer Kardiyolojinin önü daha da açılacak gibi görünüyor.
Sayının oluşmasında emeği geçen, başta Hakan Demir hocamız olmak üzere tüm yazarlarımıza teşekkür ediyoruz.
Bu sayının ilgiyle okunacağını ve beğenileceğini umuyoruz.
Saygılarımla,
Dr. Tamer Özülker
Yardımcı Editör