Editörden

Editörden

  • Zeynep Burak

Nucl Med Semin 2019;5(2):0-0

Değerli Meslektaşlarım,

Yunan mitolojisinde bahsi geçen birçok efsaneyi okuduğumuzda günümüz gerçekleri ile örtüştüğünü görürüz. Örneğin karaciğer hastalıkları düşünüldüğünde, karaciğerin kendini yenileyebilme kapasitesi binlerce yıl öncesinde insanların gözlemlerinden mitolojik metinlere yansımıştır. Adı “önceden gören” anlamına gelen Prometheus, söylenceye göre ateşi (bir rivayete göre bilgi ateşini!) tanrılardan çalarak insanoğluna götürmüş ve bu davranışının bedelini ağır ödemiş bir Titandır. Zeus, ölümsüz Prometheus’u Kaukos Dağı’nda zincire vurdurur ve karaciğerini yemesi için bir kartal gönderir. Gündüz kartal tarafından yenen karaciğer geceleri kendini yeniler ve acılı ceza, Herakles’in kartalı öldürmesine kadar her gün devam eder. Burada vurgulanan Prometheus’un ölümsüzlüğünden ziyade karaciğerin kendini yenileme kapasitesidir.

Karaciğer, vücudumuzdaki diğer organlar ile karşılaştırıldığında en yüksek yenilenme hızı ve kapasitesine sahip olan organdır. Bu özelliği sayesinde karaciğerde yer kaplayan lezyonlar, primer veya metastatik karaciğer kanserlerine yönelik cerrahi girişimler başarılı olmakta, rezeksiyona uygun olmayan erken evre hastalar için Radyofrekans ablasyon, buna uygun olmayanlar için ise Transarteryal Kemoembolizasyon gibi lokorejyonel uygulamalar standart tedavi yöntemleri olarak kılavuzlarda yer almaktadır.

Günümüzde Y-90 ile işaretli mikroküreler aracılığı ile yürütülen Transarteryal Radyoembolizasyon (TARE) yöntemi cerrahi şansı bulunmayan primer veya metastatik karaciğer tümörlerinde hastalık yönetim şemasına dahil edilen ve gün geçtikçe yaygınlaşan bir tedavi modalitesi olmuştur. TARE karaciğer tümörüne sağlıklı karaciğer dokusunu koruyarak konvansiyonel radyoterapiye oranla çok daha yüksek dozlarda radyasyonun ulaştırılabildiği, toksisitesi düşük bir tedavi yöntemidir. Öte yandan hasta seçimi, planlama, yöntemin uygulaması hakkında bilinmesi gerekenler, hata kaynakları ve takip yöntemleri Nükleer Tıp hekimleri için güncel ve bilinmesi gereken konulardır. Bu nedenle dergimizin 2019 yılı 2. Sayısını Y-90 ile İşaretli mikroküre tedavisi konusuna ayırdık. Konuk editör Dr. Cüneyt Türkmen’in önerisi ile davet edilen konularında deneyimli yazarlar, yöntemin uygulanması, kişiselleştirilmiş tedavi, tuzaklar, standardizasyon konusunda detaylı bilgi yazarak primer ve metastatik tümör tiplerine göre yöntemin etkinliğini değerlendirdiler.

Bu sayıda ayrıca radyonüklid tedavi sonrasında ölen olgularda radyasyon güvenlik önlemleri ile ilgili Dr. Fatma Suna Kıraç ve Dr. Aslı Ayan’ın hazırladığı hepimize rehberlik edecek çok önemli bir makale yer almaktadır. Nükleer Tıp Seminerleri Dergisi 2019 yılı 2. sayısında emeği geçen tüm yazarlara değerli zamanlarını ayırarak dergimize katkıda bulundukları için çok teşekkür ediyorum.

Prometheus’un insanlığa hediye ettiği bilgi ateşinin hiç sönmemesi dileğiyle…

Dr. Zeynep Burak